Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Archive for the ‘Evcil Hayvanlar’ Category

Tüketim hayatın her alanında. Bugünlerde galiba bu bilinçsizce, şuursuzca tüketim konusuna biraz takılmış durumdayım. Sahipleri kedi tutkunu olan bir dükkanda alışveriş yapmaktaydım. Kedi tutkunu diyorum kendi kedilerinin yanı sıra sokaktaki kedileri de besliyor, yavrulayan kedilere barınacak yer sağlıyorlar. Dükkanın bir çok yerine yerleştirilen sepetlerde kedilerin yaşam mekanları.

 

picture-557

Bozburun’dan Gipsy (bir tatil anısında keyifte)

Alışveriş yaparken dükkana 15’li yaşlarda iki kız arkadaş ve birinin annesi geldi. Sepette yatan kediyi gösterdi ve şöyle bir konuşma geçti dükkan sahibi ile aralarında.

 

Genç kız: Bu kediyi satıyor musunuz? Kaç lira? Ben almayı çok istiyorum.

Dükkan sahibi: Hayır o kediyi satmıyoruz. Ama burada bir yavru kedimiz var. Çok istiyorsanız onu size verebiliriz.

Genç kız: Ne kadar?

Dükkan sahibi: Ona bir ev arıyoruz, parayla satmak değil amacımız.

Genç kız: Aaa bir bakayım.

Dükkan sahibi: Tabii bu tarafta.

Genç kız: Ama bu çok küçük ben büyük kedi istiyorum.

Dükkan sahibi: Birkaç ay sonra o da diğerleri gibi büyümüş olacak. Hem size de daha kolay alışır.

Genç kız: Tuvaletini her yere yapar şimdi bu.

Dükkan sahibi: Hayır tuvalet terbiyesi var.

Genç kız: Yok yok ben bunu daha çok beğendim.

                                                                                                            

Ve daha sonra ilgisi yavru kediden uzaklaşır. Arkadaşına döner ve konuşmaya başlar.

 

Genç kız: Düşünsene odamda şöyle sepette yattığını, ne şirin dimi.

Diğer genç kız: Ayy çok güzel olur. Ayy ayyy kedi kazağımı çekiştiriyor.

Genç kız: Hem de para istemiyorlar kızım ya. Bedavaya kedim olacak. (Sanki bedel istenmesi o kedinin değerini gösterir gibi) Ama keşki İran kedisi olsaydı. Ben onları daha çok beğeniyorum.

Dükkan sahibi: Maalesef bu kediler sokak kedisi cins kedi istiyorsanız siz pet shop’a gidin. (Artık dükkan sahibi gençlerin tavırlarına kızmaya başlamıştır)

 

Anne ise tüm bu konuşmalara ilgisiz alışverişini yapmaktadır. Bu konuşmalardan, hayvanlara bakış açılarından sıkılmış ve sinirlenmiş bir şekilde dükkanın uzak bir bölümüne giderek alışverişime devam ettim. O sırada yanıma gelen dükkanın diğer sahibine lütfen bu insanlara kedi falan vermeyin dedim. Aldığım cevap zaten öyle bir niyetim yok, bunlar iki gün sonra sıkılır ve kapının önüne bırakırlardı.

 

Gerçek hayvan sevgisinden yoksun bir toplum olduk. Gençler ve çocuklar için hayvanlar, anne babaların onlara aldıkları bir hediye. Yaşayan ve hisseden varlıklar değil. İlgi ve sevgide bir süre sonra bitiyor o zaman ne yazık ki bu sevgili dostlara sokaklar ve barınakların yolu görünüyor. Barınaklar pet shoplardan dünya paraya alınıp sonrada terk edilmiş cins kedi ve köpeklerle dolu. Belki başlarını sokacak bir yer buluyorlar barınaklarda peki ya terk edilmişliğin acısı onu unutabiliyorlar mı?

 

Evet tüketim hayatın her alanında ama lütfen neyi tükettiğimize dikkat edelim.

Read Full Post »

Sabah kahvaltısından sonra Riva deresi kıyısında keyifli bir gün geçirmek üzere düştük yola. Madem Riva’ya kadar gelmiştik o zaman önce bu sahil kasabasına da uğradık. Yaz aylarında dönüştüğü curcunadan eser yoktu Riva’da. Boş sayılabilecek sokaklarda dolaşırken birçok tabela, emlak ofisi ve inşaat çarptı gözümüze. İstanbul kalabalıklaştıkça şehir dışı sayfiye yaşamı tercih edilir oldu. Bunu fırsat bilen inşaat firmaları da birbiri ardına sitelerini kurmaya başladılar. Korkarım birkaç yıl içinde Riva’da sahil kasabası özelliğini kaybedip, her sitede ayrı bir küçük İstanbul haline dönüşecek.

 

Doğanın burada da bozulacağı düşüncesini kafamızın bir tarafında bırakıp, dere kıyısına doğru düştük yola. Dere boyunca birçok aile piknik yeri tarzında işletme var. Bazıları sürpriz bir şekilde konseptini değiştirmiş olsa da. İlk durağımızda bizi bu sevimli dostlar karşıladı.

 

picture-070

 

Önce anneleri geldi anlamak için niyetimizi. Etrafımızda dolaştı, kokladı. Bizden zarar gelmeyeceğine ikna olduğunda sevdirdi kendini. Sonra bir başka anne geldi yanımıza fotoğraftaki Danua. Bu yaşıma kadar hayatımda hep köpekler olmasına, sahipli ya da sokak köpeği önemli olmadan yolda durup sevmeme rağmen bu Danua’nın büyüklüğü tedirgin etti beni. Boyu en uzun olan köpek sanırım. Sanki yanımda bir köpek değil de yeni doğmuş bir tay vardı. (Tamam, canım biraz mübalağa yapmış olabilirim)

 

picture-055a

 

Derken yavruları gördük Danua’nın bir, diğerinin beş yavrusu var. Ve de galiba bir aylık. Danua’nın yavrusu da kendi gibi büyük. Diğer yavruların yanında annesi gibi kalıyor.

picture-064a

 

Yavruların yanına gittiğimizde anneleri önce durumu kontrol ettiler. Kendilerine olduğu gibi yavrularına da zarar gelmeyeceğini anlayınca bizden. Kış güneşinin keyfini çıkarmak üzere uzaklaştılar yanımızdan. Yavruları severken farkına varmasak da uzaktan eminim iki çift göz izliyordu ne yaptığımızı. Bana kalsa bütün bir gün onları seyrederek geçirebilirdim. Ama tesis istediğimiz gibi olmayınca zoraki olarak ayrıldık oradan. Hafızamızda sizlerle de paylaştığım güzel karelerle.   

 picture-073a

 

Biraz dolaşınca istediğimiz gibi bir yer bulduk. Dere kıyısında bu sefer başka güzellikler çıktı karşımıza.

 

picture-077a

 

Afiyetle yenen yemeğin sonunda yüzümüzde tebessüm, biraz da üşümüş olarak ardımızda bıraktık Riva’yı.  

Read Full Post »