Tüketim hayatın her alanında. Bugünlerde galiba bu bilinçsizce, şuursuzca tüketim konusuna biraz takılmış durumdayım. Sahipleri kedi tutkunu olan bir dükkanda alışveriş yapmaktaydım. Kedi tutkunu diyorum kendi kedilerinin yanı sıra sokaktaki kedileri de besliyor, yavrulayan kedilere barınacak yer sağlıyorlar. Dükkanın bir çok yerine yerleştirilen sepetlerde kedilerin yaşam mekanları.
Bozburun’dan Gipsy (bir tatil anısında keyifte)
Alışveriş yaparken dükkana 15’li yaşlarda iki kız arkadaş ve birinin annesi geldi. Sepette yatan kediyi gösterdi ve şöyle bir konuşma geçti dükkan sahibi ile aralarında.
Genç kız: Bu kediyi satıyor musunuz? Kaç lira? Ben almayı çok istiyorum.
Dükkan sahibi: Hayır o kediyi satmıyoruz. Ama burada bir yavru kedimiz var. Çok istiyorsanız onu size verebiliriz.
Genç kız: Ne kadar?
Dükkan sahibi: Ona bir ev arıyoruz, parayla satmak değil amacımız.
Genç kız: Aaa bir bakayım.
Dükkan sahibi: Tabii bu tarafta.
Genç kız: Ama bu çok küçük ben büyük kedi istiyorum.
Dükkan sahibi: Birkaç ay sonra o da diğerleri gibi büyümüş olacak. Hem size de daha kolay alışır.
Genç kız: Tuvaletini her yere yapar şimdi bu.
Dükkan sahibi: Hayır tuvalet terbiyesi var.
Genç kız: Yok yok ben bunu daha çok beğendim.
Ve daha sonra ilgisi yavru kediden uzaklaşır. Arkadaşına döner ve konuşmaya başlar.
Genç kız: Düşünsene odamda şöyle sepette yattığını, ne şirin dimi.
Diğer genç kız: Ayy çok güzel olur. Ayy ayyy kedi kazağımı çekiştiriyor.
Genç kız: Hem de para istemiyorlar kızım ya. Bedavaya kedim olacak. (Sanki bedel istenmesi o kedinin değerini gösterir gibi) Ama keşki İran kedisi olsaydı. Ben onları daha çok beğeniyorum.
Dükkan sahibi: Maalesef bu kediler sokak kedisi cins kedi istiyorsanız siz pet shop’a gidin. (Artık dükkan sahibi gençlerin tavırlarına kızmaya başlamıştır)
Anne ise tüm bu konuşmalara ilgisiz alışverişini yapmaktadır. Bu konuşmalardan, hayvanlara bakış açılarından sıkılmış ve sinirlenmiş bir şekilde dükkanın uzak bir bölümüne giderek alışverişime devam ettim. O sırada yanıma gelen dükkanın diğer sahibine lütfen bu insanlara kedi falan vermeyin dedim. Aldığım cevap zaten öyle bir niyetim yok, bunlar iki gün sonra sıkılır ve kapının önüne bırakırlardı.
Gerçek hayvan sevgisinden yoksun bir toplum olduk. Gençler ve çocuklar için hayvanlar, anne babaların onlara aldıkları bir hediye. Yaşayan ve hisseden varlıklar değil. İlgi ve sevgide bir süre sonra bitiyor o zaman ne yazık ki bu sevgili dostlara sokaklar ve barınakların yolu görünüyor. Barınaklar pet shoplardan dünya paraya alınıp sonrada terk edilmiş cins kedi ve köpeklerle dolu. Belki başlarını sokacak bir yer buluyorlar barınaklarda peki ya terk edilmişliğin acısı onu unutabiliyorlar mı?
Evet tüketim hayatın her alanında ama lütfen neyi tükettiğimize dikkat edelim.
Öncelikle Gipsy’nin keyfine bayıldım. Sanki poz vermiş, zarifçe uzanmış da denizi seyrediyor. Gerçekten çok hoş.
Günlüğündeki olay, sadece benzeri binlercesinden biri. Maalesef, hayvan sevgisi bir kaç günlük heves sanılıyor. Onları sahiplerini eğlendirecek, sorun çıkarmaması gereken objeler olarak görme eğilimi çok yaygın. Böyle olunca da, sıkılınca sokağa bırakmaları şaşılacak bir şey değil. Aslında belki sokakta daha rahat bile edebilirler belki. Mıncıklanıp itilip kakılmaktansa yani…
Yazıların gerçekten çok hoş. Blog işte bu diyorum. Eline sağlık.
İyi haftasonları.
Aaa tebrikler! Evcil hayvanlar etiketine tıkladığımda, bu yazının en başta yer aldığını gördüm. Featured deniyordu galiba. Bravo!
Hayvan sevgisi etiketinde de featured’sin… Dur bir de öbür etiketlere bakayım, heyecanlandım!
O kadarmış. Ama daha ne olsun, tebrikler!
Yorumlarınız için teşekkürler. Ben de heyecanlandım ve çok hoşuma gitti. Bir blog yazarı için daha güzel ne olabilir ki. Sanırım yorum sayı ve çeşitliliğinin artması. O da Türkçe bloglar içinde biraz zor görünüyor. Çabaya devam.
Çok önemli bir konuya değindiğiniz için teşekkürler. Evcil hayvanların hediye olarak alınması. Hediye alınan kişinin evcil hayvanlara ilgisinin dikkate alınmaması sonucu sokaklarda terk edilmiş bir çok cinste kedi ve köpeğe rastlıyoruz. Bende gördüğüm zaman çok üzülürüm. Hatta bir programda seyrettiğimde terkedilen bu canlıların sahiplerinin ruyalarını gördüklerini anlatmışlardı. Çok yazık. İleride evcil hayvan sahibi olma imkanı yakaladığımda kesinlikle barınaklardan temin etmeyi düşünüyorum.