Muz Sesleri Ece Temelkuran’ın son kitabı, benim de son okuduğum kitap.
Ortadoğu hakkında merak uyandıran bir kitap oldu benim için. Ve hazineme unutulmayacak bir bilgi eklendi muzların büyürken çıkardığı ses.
… Muzlar bir elin birbirine yapışık parmakları gibidir önce. Sonra o parmaklar büyüyüp birbirlerinden ayrılırken ses çıkartırlar. Eğer Ağustos ayında bir gece, bir muz tarlasına girersen, başka bir ses yoksa eğer o sesleri duyarsın…
” Çuk çuk çuk…”
Ve romanda beni en çok etkileyen bölüm
…Sakın bana uzaktan pahalı oyuncaklar göndermeye kalkma! Çnkü uzak, zengin ülkelerden gönderilen hediyeler çok acıklıdır. Yoksul evlerin iyiden iyiye kolunu kanadını kırar böyle hediyeler. Evdeki her şeyden, hatta bazen herkesten daha kıymetli göründükleri için evdekilerin şavkını söndürüp kendi başlarına bir ışık yaratırlar. Evin geri kalanı artık daha karanlık olur. Üstelik çocuk ne zaman ouncağı eline alsa – acaba sadece bu topraklarda mı böyle?- biri mutlaka çocuğa kızar:
Dikkat et! Dikkat et!
Millet birbirini öldürürken, Alah’ın belası oyuncak her şeyden daha kıymetli gibi görünür. Bu yüzden sevmem pahalı oyuncakları. Çocukları kıymetsizleştirmekle kalmaz, bütün aileye – sanki başka dertleri yokmuş gibi- kadersizliklerini hatırlatan bir bildiri okur bu oyuncaklar…
Beyrut, Oxfors, Paris üçgeninde geçen bu roman sizde de ilgi uyandırdıysa buyrun Ece hanım’ın açtığı pencereden siz de bakın. Avrupa’ya yaklaşmak ve yakınlaşmak ile uğraşıp dururken belki de bunun boşa kürek çekmek olduğunu idrak edin benim gibi.
Almanya’da doğmuş bir Ege çocuğu olarak kendimi Ortadoğu’dan çok uzak hissettim yıllar boyu. Bunun belki de doğru olmadığını gördüm açılan pencereden. Bakın bakalım siz neler göreceksiniz.
Yorum bırakın